Atusa Abkar

Manevi mirasım anadilim olan Türkçe’dir.

Atusa Abkar, Tahran doğumlu olmasına rağmen, köklü bir Azerbaycan Cumhuriyeti ailesinde büyüdü. Babası Bakü doğumlu bir dil çevirmeni iken, annesi Ağdam doğumlu olup Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ünlü şairlerinden biri olan Horşid Banu Natavan’ın torunlarındandır (1832-1897). Atusa Abkar, 18 yaşından itibaren İran’da yayımlanan dergi ve gazetelere kısa hikayeler yazarak edebi faaliyetlerine başladı. Serbest İran Üniversitesi’nde biyoloji bölümünden mezun olmasına rağmen, eğitim sürecinde yazarlıkla ilgilenmeye devam etti. Bir süre sonra, evren hakkında yeni bir bakış açısı kazanmış olsa da biyolojinin edebi kariyerinin 4 yılını kaybettiğini fark etti ve bu nedenle Türk dili ve edebiyatı eğitimi almaya karar verdi. Öncelikle birçok eğitim merkezinde Türkçe öğretmenliği yapmış, ancak edebiyat sevgisi onu çeviri sektörüne yönlendirdi. Bir süre sonra, iyi bir çeviri sunabilmek için düzeltmenlik de öğrenmesi gerektiğini fark etti ve bu amaçla ileri düzey düzeltmenlik kurslarına katıldı. Şu anda bir yayınevinde çalışmakta ve çocukları kitap okumaya teşvik etmek için birçok kitap okuma etkinliği düzenlemektedir. Şimdiye kadar romanlar, şiir derlemeleri ve hikaye derlemeleri de dahil olmak üzere 20 kitabı çevirip düzenlemiştir. Dört kitabı Türkiye’nin kültürel ataşeliği tarafından Yunus Emre Ödülü’ne layık görülmüştür. İstanbul’da düzenlenen çeviri atölyesine katılmış ve orada büyük Türk yazarları ile birlikte deneyimler kazanmıştır. Ardından Allame Tabatabai Üniversitesi’nin Amir Ali Shirnavayi Çeviri Yarışması’nın jürisine seçilmiş ve şu anda bu üniversiteyle çeviri ve çevirmen yetiştirme konularında işbirliği yapmaktadır.

Yazar, çevirmen ve editör arasındaki ilişki:

Bu meslekler birbirleriyle bağlantılı olarak çalışır ve düzenli bir işi tamamlar. Yazar, yıllar süren araştırma ve sanatsal düşüncenin sonucunda ortaya çıkar. Yazı yazma işiyle sona erer ve yazıya karşı başka bir sorumluluğu yoktur.
Yazarın ardından, çevirmen sahneye çıkar, ancak yazarın hikayeye verdiği tüm cümlelerin ve biçimin arkasında her zaman gizlidir. Çevirmen, dilbilimci olarak çok teknik bir iş yapar, aynı zamanda zaman alır. Editör, dilin ustası olan ikinci bir kişidir. Kaynak ve hedef metni kontrol eder ve kendi yazı tarzındaki değişiklikleri metne uygulamadan önce dikkatli olmalıdır. Temel olarak editörün ana rolü, metnin kalitesini iyileştirmektir. Öte yandan, çevirmenin görevi, editör için anlaşmazlık yaratan durumlarda not bırakmaktır, böylece metin sorun yaşamaz.
Bana göre, editörün çalışması çevirmenden daha hızlı yapılır, ancak o daha fedakardır. Editör, yazarın tarzını değiştirmeden ve kendi kalemini değiştirmeden metni iyileştirmelidir.
Yayıncılığın başlangıcından bu yana, yazar, çevirmen ve editör hepsi ağır bir yükü üstlenmiştir.

Bana desteğini eksik etmeyen hocalarıma ve menajerlik ailesine teşekkürlerimle,  seçici kurul üyesi Atusa Abkar

آتوسا آبکار

میراث معنوی من زبان مادری‌ام است.

آتوسا آبکار متولد تهران است، اما او در یک خانواده قدیمی اهل جمهوری آذربایجان بزرگ شده است. پدرش متولد باکو و مترجم زبان بود و مادرش متولد آغدام  و از نوادگان خورشید بانو ناتوان (۱۸۹۷-۱۸۳۲) یکی از شعرای به نام جمهوری آذربایجان است. آتوسا آبکار فعالیت ادبی خود را از  ۱۸ سالگی  با نوشتن داستان‌های کوتاه برای مجله‌ها و روزنامه‌های کثیرالانتشار ایران آغاز کرد. او  فارغ التحصیل رشته‌ی بیولوژی از دانشگاه آزاد تهران است.  او بعد از مدتی متوجه شد علوم طبیعی دید تازه‌ای نسبت به جهان هستی به او بخشیده، اما در فعالیت‌های ادبی‌اش ۴ سال وقفه انداخته است. وی بعد‌ها به آموزش زبان و ادبیات ترکی استانبولی پرداخت و سپس در مراکز آموزشی بسیاری مشغول به تدریس شد، اما علاقه‌ی وافرش به ادبیات او را به این فکر انداخت که وارد صنعت ترجمه شود. بعد از مدتی متوجه شد که برای ارائه ترجمه خوب باید ویراستاری را هم بیاموزد و به این منظور دوره‌های پیشرفته ویراستاری را نیز گذراند . او اینک در یک موسسه انتشاراتی مشغول به کار است و برای تشویق کودکان به کتاب‌خوانی  جلسات کتابخوانی بسیاری را ترتیب می دهد. وی تاکنون ۲۰ عنوان کتاب مشتمل بر رمان، مجموعه شعر و مجموعه داستان ترجمه و ویرایش کرده است. چهار کتاب او  از طرف موسسه فرهنگی سفارت ترکیه،  برنده جایزه‌ی یونس امره شد .وی در کارگاه ترجمه‌ای که در شهر استانبول ترتیب داده شده بود شرکت کرد و در آنجا نیز از ادیبان بزرگ ترک بهره‌ها  گرفت. همچنین به عنوان داور مسابقات ترجمه‌ی ترکی به فارسی « امیرعلی شیر نوایی» دانشگاه علامه طباطبایی انتخاب شد. او عضو انجمن صنفی مترجمان تهران است و در حال حاضر با تدریس مبانی ترجمه و تربیت مترجم با موسسه‌ی بیلین همکاری می کند.

رابطه‌ی نویسنده، مترجم و ویراستار :

هر کدام از این شغل‌ها مانند چرخ دنده‌های یک موتور با یکدیگر درگیر بوده و کار نظام‌مندی را تکمیل می‌کند. کار نویسنده نتیجه‌ی سال‌ها پژوهش و تفکر هنرمندانه و خلاقانه است . کار او با نوشتن متن به پایان می‌رسد و دیگر وظیفه‌ای در قبال آن نوشته ندارد.
پس از نویسنده،  این مترجم است که وارد  میدان می‌شود. او همواره پشت تمام جملات و فرمی که نویسنده به داستان‌هایش داده  پنهان است. مترجم زبانشناسی است که کار  فنی انجام می‌دهد .شغل او بسیار زمان‌بر است.
ویراستار دومین شخصی است که با زبان، سر‌و‌کار دارد. او باید متن مبدا و مقصد مترجم را بررسی و مرور کند و مراقب باشد که تغییرات ایجاد شده‌ی سبک نوشتاری خودش را وارد متن نکند .در اصل نقش اصلی ویراستار بهبود کیفیت متن است.
به نظر من کار ویراستار سریع‌تر از مترجم انجام می‌شود اما او فداکارتر از مترجم است.بله، ویراستار شخص فداکاری است چون مرتب باید به دانش و اختیاراتش تلنگر بزند، تلنگر بزند تا سبک نویسنده  راتغییر ندهد، قلم او را دستکاری نکند و در عین حال متن او را بهبود ببخشد.
از ابتدای تاریخ نشر، نویسنده، مترجم و ویراستار، هر سه، بار سنگینی را بر عهده داشته‌اند.

از کمک‌های بی‌دریغ استادانم و همچنین از مدیر برنامه‌ی موسسه‌ی بیلین و بیلگیلی سپاسگزارم.
عضو منتخب هیئت…آتوسا آبکار