Halenur Gümüşdaş

“Arapça bir dildir, Farsça yemeğinin sonunda yenen tatlı, Türkçe ise sanattır.” İran’a isnat edilen bu atasözünün sahihliğini bilemem ama çok yerinde bir tespit olduğu su götürmez…
Yıllarca değerli hocalarımızdan Farsçanın ne kadar tatlı, sevimli bir dil olduğunu duyarak yetiştik; Ede biz de o tada ucundan da olsa sona erdi ve bu hislerle tamamladığım lisans ve süregelen yüksek lisanslı eğitimlerimde şimdi yeni bir adım atma zamanı Farsça ile olan yolculuğuma bilgili menajerlik ile bir menzil belirleme. ve bu gayede ilerleme politikasında. Gerekli lisans parçaları yüksek lisans hocalarımın çok değerli emeklerinin meyvesini verme zamanı geldi diye düşünüyorum
. Fransızca, Almanca, Arapça ve Osmanlıca gibi dillere de her ne kadar yaşamak zorunda kaldığım olduysa da İngilizce ve Farsça benim kanatlarım gibi oldu. En sevdiğimiz alan olan tercümeyi artık resmi olarak bir işe yönlendirme tedavimizde bu yolda herkesin farsçanın tatlılığına geçişini ve bunun artarak ilerlemesini dilerim. Ve Mevlânasız söz maksadına ermez diyerek bir alıntı ile noktayı koyalım.
“Her şey vaktini bekliyor, ne gül vaktinden önce doğar ne de güneş zamanından erken doğar. Bekle, senin olan sana gelecek.” (Hz.Mevlâna)

هاله نور گوموش‌تاش